19 Şubat 2012 Pazar

Bir Efsane: Rome Total War

Benim nezdimde şimdiye kadar yapılmış en güzel strateji oyunlarından birisidir Rome Total War. Bu efsanevi oyunu inceleyip bloga koymamak olmaz. Çünkü gerek oynanışıyla, gerek oyun dünyasına kattığı yeniliklerle gerek hayranları tarafından çıkarılan modlarıyla Rome Total War her türlü övgüyü hakeden bir oyun. Büyük İskender'in ölümünden tahmini 100 yıl sonra başlayan oyunda Roma ailelerini, Doğulu milletleri, Yunan kökenli ülkeleri, Afrikalı devletleri ve yarı barbar - barbar kavimleri yönetebiliyorsunuz.

ROMA


İncelemeye oyunun başrolündeki aktörlerle başlıyorum yani Romalılarla. Romalılar 3 tane aileden ve senatodan oluşmakta.

 SENATO








Senato, Roma şehrine hakim durumda bulunuyor ve devamlı kuvvetli bir ordu bulunduruyor. Oyunu kazanmak için burayı kesinlikle ele geçirmek lazım ancak bunu yapmak için sınırlarımızı oldukça genişleterek popülaritemizi arttırmak ve diğer Romalı ailelerle mücadele etmek gerekiyor. Şayet Romalı ailelerden biriyle oynamıyorsanız, oyuna senatoyla zaten düşman olarak başlıyorsunuz ama yine de Roma'yı ele geçirmek hemen gerçekleşecek bir şey değil. Neyse bunu yazının ilerleyen bölümlerinde açıklayacağım zaten. O yüzden konuyu dağıtmadan Romalı aileleri incelemeye başlayalım.



JULII





,Juliiler ilk inceleyeceğim Roma ailesi. İlk olmasının sebebiyse oyundaki en sevdiğim faction olması. İtalya'nın Kuzeyi'nde bulunan Juliiler eğer en zorda oynuyorsanız korkunç dalgalar halinde gelen Galya Orduları'nın baskısı altında kalıyor. İzlenmesi gereken en iyi strateji isyancıların elinde bulunan Segeste şehirini almak ve galya saldırılarını savuşturduktan sonra nispeten güçlü bir ordu hazırlayıp Galyalılar'ın bence en önemli şehri olan Patavium'a saldırıp burayı ele geçirmek. Bu şehri bu kadar önemli yapansa inanılmaz bir nüfus artış hızına sahip olması. Eğer ünite sayısı seçeneğini ''huge'' olarak seçtiyseniz nüfus çok önemli bir etken haline geliyor. Tarımla ilgili geliştirmeleri kısıtlı olan fakat kalabalık ordulara sahip barbar kavimler için nüfusu hızlı artan bölgeler çok önemli. Galyalılar, Patavium'u kaybettikten sonra artık eskisi gibi kalabalık ordularla İtalya'ya saldıramayacaklar hem de ekonomik olarak zora düşecekler. Buraya kadar her şey tamamsa sınırlarınızı iyi kötü koruma altına almışsınız demektir. Bu noktadan sonra ‘’önüme gelen her şehri alayım, dur biraz da şuraya asker göndereyim’’ demeyin siz zararlı çıkarsınız ve ekonominiz zor duruma düşer. onun için yavaş ve akıllı bir ilerleme stratejisi izleyin. Bırakın barbarlar köylerini ellerinde tutup imar etsinler ve büyütsünler. Eğer bu yerleşimleri köy durumdayken siz alırsanız içinde az nüfus olduğu için savaşlar yüzünden sayısı azalmış orduların mevcudunu eski haline getiremezsiniz ve sürekli olarak saldırı altında kalan köy sizin yorucu savaşlar yapmanıza neden olur.

Peki ne yapacağız? Öncelikle ne yapıp edip Patavium'un yakınındaki Segestica şehirini alıp orayı korumanız lazım. Segestica, topraklarında bulunan altın madenleri sayesinde çok zengin bir şehir ve ayrıca mutluluk bakımından da son derece iyi durumda. Segestica dışında almamız gereken bir diğer yer ise Kartacalıların elinde bulunan Korsika Adası'ndaki ufak bir kasaba. Zaten Senato'nun bize vereceği görevlerden birisi de burayı fethetmek olduğu için zorlanmadan burayı ele geçirin ve içinde çok asker bırakmayın çünkü Kartacalılar daha önemli işlerle uğraşacağı için burayı önemsemeyecektir. Ancak unutmayın ki buradaki Kartaca tapınağını yıkıp kesinlikle kendi tapınağınızı kurun. Böylece şehrin mutluluğu da sürekli iyi durumda kalacaktır. Bunun dışında yapacağınız bir diğer önemli hamleyse Akdeniz’in kuzey kıyısında bulunan massilia şehrini ele geçirmek. Burası isyancı bir Yunan kolonisi ve içerisi çok güçlü askerler tarafından savunulmamakta. Ancak, taş duvarlara sahip olduğu için yine de kalabalık bir orduyla gitmek iyi olur. Burayı da ele geçirdikten sonra ekonominiz oldukça rahatlayacağı için nasıl bir yayılma politikası izleyeceğinizi belirleyebilirsiniz. İster Galya ve Cermen topraklarının içlerine dalıp amansız savaşlara girişin, isterseniz Akdeniz’in kıyılarını ele geçirip kolonileştirin ve hazinenizi doldurun... gerisi size kalmış. Kesin olan tek bir şey var ki o da yeterince güçlendikten sonra diğer Roma Aileleri'nin ve Senato'nun size saldıracak olması…


SCIPII





Kartaca’yı tarihin derinliklerine gömen ünlü komutan Scipio Afrikanus’un mensubu olduğu bu aile tarihi gerçekçiliğe uygun olarak oyunda Kartaca’ya karşı mücadele ediyor. Yapacağınız strateji basit; Kartaca’yı yenip Sicilya’yı ele geçirmek ve ardından Kuzey Afrika’ya çıkarak fetihleri sürdürmek. Juliiler’e göre başkenti daha güvenli bir noktada bulunan Scipiler kolay gelişme olanağına sahip. Ancak Afrika toprakları çok büyük olduğu için bu mesafeleri kat etmek zaman kaybına yol açabilir. Kartaca'nın gücünü kırdıktan sonra yapmanız gereken şey bence Mısır üzerine yürümek. Mısır’ın zengin ve kalabalık şehirlerini ele geçirince hem ekonominiz muhteşem bir duruma gelir hem de daha sonra sinir bozucu duruma gelecek olan Mısırlılar’a fazla gelişme izni vermeden önlerini alabilirsiniz.


BRUTII





Roma Aileleri'nin sonuncusu olan Brutiiler, oyuna Çizme'nin en güneyinde başlıyor. Yunan Yarımadası’na ve Balkanlar’a yakın olduğu için ilerleyebileceği en elverişli alanlar burası. Bu yüzden Makedonlar, Yunan şehir devletleri ve Trakyalılar ile başı belaya giren Brutiiler oynaması en zevkli factionlardan birisi. Yunan Yarımadası'ndaki kuvvetli phalanx birliklerinden oluşan Yunan ve Makedon ordularıyla mücadele etmek zorunda kalan Brutiiler şayet bu savaşlarda başarılı olup Sparta, Atina, Selanik gibi şehirleri ele geçirirse ekonomisi inanılmaz bir şekilde patlama yaşıyor. Ancak en kötü nokta şu ki eğer şehirlerin mutluluk stratejisini iyi belirlemezseniz sık sık çıkacak isyanlar yüzünden bin bir zorlukla ele geçirdiğiniz yerleri kolayca kaybedebilirsiniz. Böyle olmaması için en önemli şeylerden biri hiç şüphesiz ki fethettiğiniz şehirlerin önceki sahiplerine ait tapınakları yıkarak Roma tanrılarına ait tapınaklardan inşa etmek. Yunan Yarımadası’nda sağlam bir egemenlik kurduktan sonra Anadolu’ya geçmeniz halinde yeni düşmanlarla mücadele edip daha zevkli savaşlar yapabilme imkanınız var. Ya da ‘’Ben phalanxlara karşı savaşmaktan bıktım’’ diyorsanız Anadolu’yu es geçip kuzeye yönelerek Trakyalılar’a, Dacialılar’a veya İskitler’e gücünüzü kanıtlayabilirsiniz.


YUNAN KÖKENLİ DEVLETLER

Yunan kökenli ülkeler ise Makedonlar, Yunan Şehir Devletleri ve Selevkoslar. Bu ülkelerdeki en büyük ortak noktaysa çok kuvvetli phalanxlara sahip olmaları. Bu askeri birlikler sayesinde süvarilere karşı büyük üstünlük sağlayan Yunan devletleri, bulundukları coğrafyaların zenginliği sayesinde güçlü ekonomilere de sahipler.


SELEVKOSLAR





Selevkoslar, Büyük İskender’in ölümünden sonra kurulan bir imparatorluk. Oyundaki sınırlarınız İran’dan Ege Denizi’ne kadar uzanıyor ve böylece oyuna en büyük topraklara sahip devlet olarak başlıyorsunuz. Bu iyi bir durum olarak görünse de oyunun tecrübelileri aslında gerçeğin böyle olmağını bilir. Çünkü geniş toprak demek daha çok ülkeyle komşuluk ve daha çok savaş demek. Nispeten zengin topraklar üzerinde bulunan Selevkoslar buna rağmen senaryoya kötü sayılabilecek bir ekonomik durumla başlıyor. İlk 5-6 turluk süreç içinde ekonomik bina inşaatına odaklanırsanız, yıpratıcı savaşlar başlamadan önce belli bir ekonomik seviyeye ulaşabilirsiniz.

Bu imparatorluğun düşmanlarına gelince, Mısır Selevkoslar’ın en amansız rakibi. Geniş ve güvenli hinterlantları sayesinde çok çabuk gelişen Mısırlılar, ilerleyen bölümlerde gerçekten baş belası oluyorlar. Ancak ne yazık ki tek sorun bu güney komşunuz değil. Yunan şehir devletleri, Ermeniler, Pontuslar ve Partlar sizi sürekli olarak rahatsız ediyor. Bence bu saldırıları şehir kaybetmeden savuşturmanın tek yolu; yayılmacı stratejileri bir süre kenara bırakıp şehirlerde sağlam ve ekonomiyi bozmayacak bir savunma örgütlemek. Mesela misil birlik olan peltastlar şehir savunmasında bir phalanx birliği kadar yarar sağlamaz. bu nedenle bazı şehirlerde bulunan ve bakım masrafları pahalı olan peltastları dağıtarak, maaşları daha düşük olan ve savunmada daha etkin rol oynayan phalanxlardan üretmek çok daha akıllıca bir yol olur diye düşünüyorum.

Belli bir ekonomiye ve üretim düzeyine ulaştıktan sonra daha kaliteli birliklere ve hatta fillere sahip olan Selevkoslar bundan sonra rakipsiz olabilir. Çünkü bana göre en kaliteli ve çeşitli askerler Selevkoslar’a ait. Lejyonerler, gümüş kalkanlı phalanxlar, companion ve cataphract süvarileri hatta zırhlı fillerle dolu Selevkos Ordusu oyundaki her asker çeşidine karşı rahatlıkla mücadele edebilir.


YUNAN ŞEHİR DEVLETLERİ





Yunan şehir devletleri, Yunan Yarımadası’nın en güneyine, Rodos Adası’na, Anadolu’da Bergama’ya ve Sicilya’da bir şehre hakim olarak senaryoya başlıyor. Sicilya’daki şehir büyük ihtimalle oyunun hemen başında Romalılar’ın eline geçecek ama olsun. Başkentin yakınındaki Makedon tehlikesi savuşturulduğu takdirde muhteşem bir ekonomiye sahip oluyorsunuz. Ege Denizi'nin tüm ticareti elinizde oluyor. Asker çeşidi bakımından kısıtlı olan Yunan Şehir Devletleri’nde güçlü hoplitelar bulunsa da süvari açısından elinizde az çeşit oluyor. Ancak sadece bu ülkeye özgü bir askeri birliğe ayrı paragraf açmak gerekiyor. Spartan Hoplitelar yani nam-ı diğer 300 Spartalılar bence oyunun en kuvvetli birliği. Sadece Sparta’da ve Sicilya’da üretilebilen bu askerler kusursuz birlikler konumunda. Okçulara, lejyonerlere, süvarilere, barbar askerilerine, kısacası oyundaki her birliğe karşı etkili olan Spartan Hoplitelar sayesinde dünya dominasyonunu rahatlıkla sağlayabilirsiniz.


MAKEDONLAR





Oyundaki en zorlu ülkelerden biri de Makedonlar. Etrafı düşmanlarla çevrili olan, İskender’in torunları, dengeli bir orduya sahip olsa da bu askerleri üretebilmek için ciddi anlamda sabır gerekiyor. Sürekli olarak Trakyalılar’ın saldırısına uğrayan Makedonlar ile yapılabilecek en iyi strateji ani bir baskınla Atina’yı veya Sparta’yı Yunanlar’ın elinden alıp onları güçsüz düşürmek. Böylece güneyden emin olarak kuzeye yani Trakyalılar’a karşı yürüyebilirsiniz. Romalı Brutiiler gelene kadar sağlam bir savunma kurmayı unutmayın. Makedonlar bence oynanması gereken bir ülke çünkü merkezi bir konumda bulunduğu için Balkanlar’ı, Anadolu’yu ve ilerleyen zamanlarda İtalya’yı bile ele geçirebilirsiniz.


BARBARLAR

Oyunda benim için ayrı bir değeri olan barbar milletlere gelince; bu kavimler Galyalılar, Britonlar, Cermenler, Dacialılar, İskitler ve yarı barbar Trakyalılar ile İberler. Bu halklar Doğu Avrupa Bozkırları’ndan Britanya Adası’na kadar yayılmış durumda bulunuyor. Coğrafyayı iyi kullanan barbarlar, erken dönemlerde basit askerlerle mücadele ederken ilerleyen yıllarda daha kaliteli birliklere sahip oluyorlar. Barbarların ve yarı barbarların benim için önemine gelince; bu milletler kısıtlı imkanlara sahip olduklarından zor senaryolara sahipler ve oynanması çok zevkli. Ayrıca bulundukları coğrafya pusulara, gerilla savaşlarına uygun olduğundan savaş bakımından da insanı bıktırmayan bir tecrübe oluyor.


CERMENLER





En sevdiğim barbar halk olan Cermenler bence en iyi askerlere sahip barbar millet. Diğer barbarlarda bulunmayan kendilerine has uzun mızraklı askerler ile Galyalılar ve Britonlara büyük üstünlük kuran Cermenler ilerleyen yıllarda daha profesyonel süvari ve piyadelere sahip oluyor. Ancak Cermenler’in en büyük dezavantajı ekonomik olarak çok kısıtlı kaynaklara sahip topraklara hükmetmeleri. Hem nüfus artış hızının yavaşlığı hem de işlek deniz ticaret yollarından uzakta bulunmaları oyuncuyu ilk başlarda zorlasa da etraftaki diğer barbar milletlere üstünlük kurulduğu takdirde yağmalarla bir miktar ekonomik güce kavuşabilirsiniz. Köyler büyüyüp kasabaya dönüştüğünde buralarda bulunan İskandinav Tanrıları'nın tapınaklarını da büyütmek lazım. Çünkü bu tapınaklardan çok kaliteli askerler çıkıyor. Night iders, çıplak fanatikler, gotik süvariler ve berserkler... Özellikle 2 turda çıkan berserkler inanılmaz bir askeri birim. 48 kişiden oluşan bu birlikler savaş sırasında kontrolünü kaybederek düşmanı dümdüz edebiliyor. bu açıdan bakıldığında Cermenler çok rahat şekilde fetihler yapabileceğimiz bir ülke gibi dursa da barbarların genel bir dezavantajı ortaya çıkıyor ve mutluluk veren binaları az olduğu için gelişmiş ülkelerin şehirlerini istila ettiğimizde bunları elde tutmak zorlaşıyor. Bu nedenle Cermenlerle, İtalya’ya inmeden önce sağlam bir ekonomi ve iyi bir stratejiye sahip olmak gerekiyor. Bunun için de benim fikrime göre önceliği Britanya Adası’na vermek lazım. Burası tümden ele geçirildiğinde düşman tarafından hiçbir şekilde tehdit edilmeyeceği için bu bölgenin ekonomisini deniz ticaretiyle geliştirip hazineyi doldurabilirsiniz. Ancak yine de bir kara milleti olan Cermenler ile aşırı büyümek pek mümkün olamıyor. Ekonomi ne kadar gelişirse gelişsin asla aynı anda iki büyük devletle savaşmaya yetmiyor. Örneğim Romalılar’a karşı mücadele ederken Yunan Yarımadası’ndan çıkan bir ülke, doğu sınırını ciddi şekilde zorlayabiliyor. Kısacası oynayıp denemekte fayda var.


GALYALILAR





Roma’nın baş belası olan Galyalılar, coğrafi olarak diğer barbarlara göre elverişli bir yerde oyuna başlıyor. Akdeniz Kıyıları'na inildiğinde iyi bir ekonomi kuran Galyalılar ayakta kalabilmek için Roma şehirleri gelişemeden onları bir an önce ele geçirmeli. Bu sayede düşmanı daha en başında yok eden bu barbar millet daha rahat gelişme ortamı bulabiliyor. Başlangıçta İtalya’nın Kuzeyi'nde, günümüzdeki Fransa topraklarında ve İspanya’da hakim durumda bulunan Galyalılar, her yöne genişleme şansına sahip. Britonlar'a oranla daha az tehlikeli olan Cermenler ilk başlarda çok büyük tehlike oluşturmasa da Britonlar oyunun başından sonuna kadar inanılmaz şekilde topraklarınıza saldıracaktır. Elimizdeki kasabalar büyüdüğünde üretilebilen geç dönem Galya savaşçıları erken dönemde sahip olduğumuz askerlere göre çok daha kuvvetli. Özellikle zırhlı piyadeler tecrübelendiği takdirde tam bir katil olabiliyorlar.


BRITONLAR





Britanya Adası'nda bulunan Britonlar en rahat coğrafyaya sahip barbar millet. Etraftaki düşmanların güçlü donanmalara sahip olmayışı sayesinde adalarda güven içinde gelişebilen Britonlar askeri olarak da oldukça kuvvetli. Kendine has birlikleriyle diğer barbarlara üstünlük kurabilen Britonların en büyük avantajlarından biri de savaş arabalarına sahip olmaları. Bu savaş arabaları sayesinde diğer barbar ordularını kolayca alt edebilen Britanyalı barbarların piyadeleri de gayet kuvvetli. Woad savaşçıları, kafa toplayıcılar gibi birimlere sahip olan Britonlar ile uygulanacak en iyi strateji sağlam bir donanma kurup Batı Avrupa’nın ve İber Yarımadası’nın kıyı kasabalarını ele geçirip iç bölgelere doğru yayılmak. Ayrıca yapay zeka tarafından çok kötü yönetilen Cermenler’in üzerine yürürseniz Kuzey Avrupa’yı çok kolay ele geçirebilirsiniz ama buralardaki köylerin gelişmesi çok uzun sürer ve bu sırada gelişmiş milletler büyüme olanağına sahip olur. Bu nedenle zengin kıyıları ele geçirip iç bölgeleri işgal etmek en akıllıca strateji olur.


DACIALILAR





Normalde seçilemeyen milletlerden olan Dacialılar, dosyalarda yapılan değişiklikler sayesinde oynanabiliyor. Dacialılar gerçekten çok kıt kaynaklara ve etrafı tamamen düşmanlarla çevrili bir coğrafyada senaryoya başlıyor ancak askeri bakımdan inanılmaz dengeli bir durumda olması Dacialılar’ın açığını az da olsa kapatıyor. Yaya okçulara, mızraklı askerlere, yakın dövüş savaşçılarına, zırhlı piyadeye, savaş köpeklerine ve kuvvetli süvarilere sahip olan dacialılar ayrıca hiçbir barbar millette olmayan kuşatma silahlarına da sahip. Dacialılar, iyi yönetilip ekonomik olarak belli bir seviyeye ulaştıktan sonra tehlikeli olabilirler. Bu kavimle yapılabilecek en gerçekçi stratejiyse Yunan Yarımadası’na inerek buraların zengin şehirlerini yağmalamak ve yerleşmek. Zaten kısıtlı olan ekonomiyi bozkırdaki İskitler’e ya da kuzeydeki Cermenler’e sefer yaparak harcamak hiç akıllıca bir yol olmaz.


İSKİTLER





İskitler, oyundaki en fazla süvari çeşidine sahip olan göçebe bir millet. Senaryoya günümüz Rusya ve Ukrayna topraklarında başlayan bu barbar kavim Karadeniz kıyısındaki verimli topraklar sayesinde hızlı bir şekilde nüfusunu arttırabiliyor. Çevredeki yaya ağırlıklı düşman ordularını kolayca alt edebileceğimiz İskitler’de en temel birlikler atlı okçular. Zırhlı süvari bakımından da oldukça kuvvetli olan İskitler’i diğer barbarlardan ayıran en temel özellik kadın askerlere sahip olması. Ancak bu kadar kuvvetli bir süvari gücünün tersine piyade bakımından son derece kötü durumda olan bozkır göçebelerinde her ne kadar yaya okçu gücü iyi olsa da yakın dövüş için sadece baltalı piyadeler var. Buna rağmen, düşman şehirlerini sadece atlı okçularla kuşatarak ve vur kaç şeklinde savaşarak kolay bir şekilde alabilen İskitler’de en temel sorun, diğer barbarlarda olduğu gibi ele geçirilen yerlere hükmedebilmek. İskitler ile uygulanabilecek en mantıklı strateji; bir ordu Kafkaslar’dan bir diğer orduysa Trakya’dan olmak üzere güneye yani zengin topraklara doğru ilerlemek.


İBERLER





Iber Yarımadası’nda yaşayan İberler, yarı barbar bir millet. İmar bakımından barbar kavimlerle aynı olan İberler, askeri olarak daha profesyonel birliklere sahip. Piyadelerinin neredeyse tamamı mızrak atan askerlerden oluşan İberler kolay gelişme imkanına sahip topraklarda bulunuyor. Akdeniz kıyılarını ele geçirerek buradan kazanacağı ticaret gelirleriyle kuvvetli ordular kurma şansına sahip bu yarı barbar halk oynaması zevkli bir ülke.


TRAKYALILAR





Trakyalılar, adını verdikleri bölgede yaşayan yarı Yunan, yarı barbar bir millet. İmar olarak Yunanlar’ın ve Makedonlar’ın etkisinde olan Trakyalılar, askeri olarak hem barbar hem de yunan birliklerine sahipler. Süvari ve phalanx konusunda makedon ordusuna benzeyen bu yarı barbar millet, yakın dövüşte ise çok kuvvetli olan vahşi askerlere sahip durumda bulunuyor. Trakyalılar’da yapılması gereken ilk şey Yunanistan’a inerek güneyden gelecek tehditleri önlemek ve daha sonra barbarların topraklarına hükmetmek olmalı. Benim fikrime göre daha sonraki stratejiyse İtalya'dan gelecek Brutiiler’in ilerleyişini durdurmak için, ele geçirilen Yunan şehirlerinde sağlam savunmalar kurmak olmalı. Bu şekilde Brutiileri de durduran Trakyalılar rahat bir şekilde Anadolu’yu işgal edip dünyanın en güçlü devleti olabilir.


KUZEY AFRİKA

Kuzey Afrika’da ise 3 tane ülke var; Mısır, Kartaca ve Numidia. Her ne kadar çöllerle kaplı olsa da afrika’nın bu bölgesi tarih boyunca büyük mücadelelere sahne oldu.


KARTACA





Akdeniz hakimiyeti için ele geçirilmesi gereken şehirlerden en önemlisi olan Kartaca, adını verdiği ülkenin başkenti durumunda. Yunan ve Doğu Medeniyeti'nin bir karışımı olan ve benim Akdenizli olarak kabul ettiğim bu halk askeri ve ekonomik bakımdan oldukça güçlü bir durumda bulunuyor. Sicilya’daki topraklarını ilk başlarda Scipiiler’e teslim etmesi muhtemel olan kartaca buna rağmen gücünden pek bir şey kaybetmiyor ve şayet doğru bir yayılma politikası izlenirse çok başarılı olabiliyor. Roma’nın can düşmanı olan Kartacalılar oynaması zevkli olan ancak benim tercih etmediğim bir millet.


NUMIDIA





Topraklarının tamamı çöl olan Numidialılar buna uygun olarak bedevi ünitelere sahip. Doğu komşusu Mısır tarafından sürekli saldırı alan Numidia, kuzeyden ise Kartacalılar tarafından taciz edilen talihsiz bir ülke. 24.000 binlik şehirler kurabilen Numidialılar bu şehirlerde inşa edilen kışlalardan kopya lejyonerler üretebiliyor. Ancak nüfus artış hızının çok düşük olduğu çölde sürekli saldırı altında da bulunduğumuz için 24.000’lik şehir kurmak çok da kolay bir şey değil.


MISIR





Oyundaki açık ara hatta belki de tek nefret ettiğim ülke olan Mısır, son derece elverişli ve düşmandan uzak bir konumda oyuna başlıyor. Nil Deltası'nın verimliliği sayesinde muhteşem bir nüfus artış hızına sahip olan Mısır, şehirlerini çok çabuk geliştirerek kuvvetli bir ekonomiye sahip oluyor.


DOĞULU DEVLETLER

Gelelim doğu ülkelerine. Bunlar, Anadolu, İran ve Mezopotamya’da bulunan ve oynaması eğlenceli devletler. Asker çeşitleri aynı olan bu krallıklar doğru yönetildiği taktirde oldukça güçlenebilirler.


PARTLAR





Haritanın en ucunda başlayan Partlar yarı göçebe bir millet. Çok kısıtlı sayıda ve kalitesiz piyadeye sahip olan Partlar’da bu açığı başarılı atlı okçular kapatıyor. Bakım masrafı oldukça ucuz olan atlı okçular oyunun başında çok faydalı oluyor. Piyade ağırlıklı Mısır ve Selevkos ordularına karşı son derece etkili olan atlı okçular kendilerinden çok daha kalabalık orduları tamamen imha edebiliyor. Bu çok önemli bir nokta çünkü Selevkoslar ve özellikle de Mısır, yaptıkları amansız saldırılar ile topraklarımızı sürekli taciz edecekler. Selevkoslar’dan kurtulmak Mısırlılar’a oranla daha kolay. Oyunun başlarında Seleucia şehrini atlı okçularla ele geçirince Babil’in asma bahçeleri bizim oluyor ve böylece ekonomi rahatlıyor. Partlar’ın ekonomisi gerçekten çok kötü ve toparlamak da çok zor çünkü etrafta çok fazla isyancı şehri yok. Bu nedenle komşu ülkelerin şehirlerini ele geçirmek mecburi bir hale geliyor. Bu savaşlar nedeniyle de ekonomi iyice bozulabiliyor. Oyunda bu dengeyi kurmak için benim uyguladığım ve başarısı kesin olan yol ise sadece atlı okçulardan oluşan çok kalabalık olmayan ordular kurmak. Seleucia’yı aldıktan sonra gelen para ile böyle bir ordu hazırlayıp Ermeniler’in başkentini almak en akıllıca yollardan birisi. Burayı almakla hem önemli bir noktayı ele geçirmiş hem de ilerleyen turlarda bize devasa ordularla saldıracak olan Pontuslar’ın önünü başkentimize uzak bir noktada kesmiş oluyoruz.

Bunun dışında haritanın en uzak köşesinde bulunan Campus Sakae isimli şehrimiz de son derece önemli ve bir o kadar da başbelası bir yer. Sürekli mutsuz ve isyankar olan bu şehirde dengeyi sağlamak için sürekli asker üretmek lazım. Çünkü artan nüfusla birlikte mutluluk azalıyor ama asker üretince zaten kısıtlı olan ekonomimiz iyice zora girebiliyor. Bu yüzden dengeyi korumak önemli. Şehrin geliri eksiye düşse dahi orayı elde tutmak önemli çünkü bir kez elden çıkınca arada başka ülkelerin toprakları olduğu için geri almak zor ve ekonomiye etkisi de olumsuz anlamda çok büyük oluyor.

Bir diğer önemli noktaysa İskitler. Daha önce bahsettiğim iskitler de atlı okçu ağırlıklı orduya sahip bir millet olduğundan kendilerine pek sataşmamakta fayda var. Zorluklar içinde üretip tecrübelendirdiğimiz ve ilerleyen turlarda Anadolu’yu ele geçirirken bize çok büyük katkıları olacak atlı okçularımızı, İskitler’in süvarileri karşısında erirken görmek hoş olmuyor.

Şehirler büyüdükçe inşa ettiğimiz kışla ve ahırlardan daha kuvvetli birlikler çıkıyor ancak piyade konusunda çok beklentiye girmeyin. Eastern infantry ile hillmen Partlar'ın tek yakın dövüş birlikleri ve en ufak düşman saldırısında tabanları yağlayıp kaçmalarıyla meşhurlar. Ancak şehirler gelişince ortaya çıkan süvariler çok kuvvetli oluyor ve piyadelerin açığını bir şekilde kapatıyor. Pers süvarisi ve zırhlı cataphractlar çok kaliteli birlikler. Kısacası, Partlar yönetmesi çok zor ama bir o kadar da zevkli bir faction.


ERMENİLER





Ermeniler günümüzde yaşadıkları bölgeye yakın yerlerde senaryoya başlıyor. İki kasabası olan Ermeniler’in ekonomisi Karadeniz sayesinde partlar’a oranla daha iyi. Askeri bakımdan komşuları Partlar ile ilk başta hemen hemen aynı birliklere sahip bu doğu ülkesinde atlı okçular önemli bir yer tutuyor. İlk turlarda piyade yerine atlı okçu kullanılmasını tavsiye ediyorum. Çünkü eastern infanty ve hillmen denilen kalitesiz askerler bu ülkede de var. Ancak şehirler ve dolayısıyla kışlalar büyüyünce kaliteli askerlere sahip olan Ermeniler’in phalanx benzeri piyadeleri ve lejyonerleri mevcut. Tabi oyunun ilk turlarında bunları üretmek imkansız olduğundan atlı okçuya yönelmenizi öneririm. Atlı okçular sayesinde komşularına büyük üstünlük sağlayan Ermeniler ile uygulanacak en akıllıca strateji ilk önce güçsüz Partlar’ın üzerine yürümek ve başkentlerini ele geçirmek. Arkamızı sağlama alırsak Pontus belasıyla daha kolay baş edebiliriz. Yönetmesi zevkli milletlerden biri olan Ermeniler gelişmeye oldukça müsait bir faction.


PONTUS





Pontuslar Anadolu’nun Karadeniz Kıyıları'nda bulunan yarı Yunan yarı doğu kökenli bir ülke. Pontuslar, Rome Total War’ın tecrübeli oyuncuları tarafından oldukça sevilen bir faction. İlk dönemlerde doğulu askerlere ve süvarilere sahip olan Pontuslar ilerleyen dönemlerde phalanxlara, zırhlı süvarilere ve savaş arabalarına sahip oluyor. Anadolu’yu ele geçirdiği takdirde oldukça güçlü bir duruma gelen bu antik millet ile dünya dominasyonunu sağlayabilirsiniz.

Rome Total War bana göre işte bu kadar uzun yazı yazılacak bir oyun. Dünya'da sayısız hayranı bulunan, asıl oyundan daha başarılı modları yapılan bu oyun, savaş sanatıyla ilgilenen herkes tarafından oynanması gereken bir başyapıt. Rome Total War oynarken kendinizi kah Kuzey Avrupa'nın karanlık ormanlarında barbarlardan pusu yerken bulabilir, kah Kuzey Afrika çöllerinde Kartaca'ya karşı mücadele ederken bulabilir, kah uçsuz bucaksız bozkırlarda süvari savaşı yaparken bulabilirsiniz.

4 yorum:

  1. İskitler Türk'tür kardeşim

    YanıtlaSil
  2. Yorum için teşekkürler. İskitlerin kökeniyle ilgili çeşitli görüşler var. Ağırlıklı olarak Türk yahut İran kökenli oldukları söylenir ama İskitlerin atası kabul edilen Sakalar kesin olarak Türk'tür.

    YanıtlaSil
  3. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  4. İskitler Türk değildir, Anadolu keltlerinin bir koludurlar, iran kökenli olduklarını öne sürenlerin tek dayanağı iskitlerin Hint-avrupa antropolojik yapısına sahip olması, fakat bu yapıya sahip olan bütün ırkları iranlı yapamayız :D Türki halklar, Kafkasyalılar, Trakyalıların bir bölümü, bulgarlar vs, Hun kabilelerinin büyük bir bölümü de, İskit kökenlidir, Türkler İskitlerin Altay bölgesine yerleşmiş bir kolonisidir, altay dağlarındaki pazırık kurganından çıkarılan bir iskit hatun savaşçı mumyas bunu kanıtlar, Asya dönemindeki Türkler, iskitlerin Asyalılar ile karışması sonucunda filizlenmiş bir millettir, asıl konuya dönecek olursak İskitler Türk değil Türkler İskittir. Sakalar da iskitlerin bir koludur, iskitler döneminde sen sakasın ben iskitim gibi bir ayrım yapılmıyordu.

    YanıtlaSil